• 4/27/2021 10:39:24 AM

Caz Nedir?

Okuma Süresi: 6 dakika

Öncelikle literatürde bu kadar çok cazın ne olduğu ile ilgili kaynak varken benim de caz hakkında yazıyor olmam, cazın bireyselliğindendir. Bu yüzden beni kendimce ve nankörce cazın tanımını yapmayı çalışırken (tabi ki bunu en baştan, kendi başıma değil, İlhan Mimaroğlu ve Joachim Berendt gibi isimlerin de tanımlarından faydalanarak yapıyorum) mazur görün.

İlk olarak “caz” kelimesinin kaynağı hakkında birkaç satır yazmak istiyorum. Türkçede gevezelik etme, boş konuşma anlamlarında “caz yapma” kalıbı kullanılsa bile “caz” kelimesinin kaynağı kesinlikle ve açıktır ki bu değildir. Caz kelimesinin bu denli olumsuz kullanımının sebebi; Türkiye'de caz müziğin ilk duyulmaya başladığı dönemler Alaturka müziğinin yasaklanıp, insanları batı müziğine teşvik etme gayretinin, tersine insanları batı müziğine küstürmesi veya caz müziğin zor bir müzik olması olabilir. Öte yandan kelimenin gerçek kaynağı halen şüphelidir. İlhan Mimaroğlu Caz Sanatı kitabında(Caz hakkında yazılan ilk Türkçe kaynak olmakla beraber cazın anlaşılmasında büyük yararı olduğu için literatürde önemli bir yer kaplamaktadır) bazılarının “caz”ın Fransızca “jaser” (gevezelik etmek, dedikodu yapmak) kelimesinden geldiğini iddia ettiğini, bazılarının Jazzbo Brown adlı şarkıcının isminden geldiğini iddia ettiğini, yaşlı siyahiler arasında yapılan bir soruşturmada ise kelimenin müzisyenleri teşvik etmek için kullanılan yarı argo bir taklit kelimesi (Onomatopée) olduğu sonucuna varıldığını söyler.

Cazın varlığının temelinde 16. yüzyılın sonlarına doğru başlamış esir ticareti vardır. Afrika’dan Amerika‘ya getirilen esirler iş sırasında onlara gayret vermesi için “İş Şarkıları” söylediler. Amerika kıtasına geldiklerinde öğrendikleri İncil'deki kelimeleri, kendi ruhlarına uygun şekilde söyleyip “Spiritual” müzik türünü ortaya çıkardılar. Acılarını biraz olsun bastırabilmek için yine kendilerine özgü olan “blues”u söylemeye başladılar. -Cazın oluşumunda en büyük etkiye blues sahiptir- Bu türler siyahileri taklit etmek için gezen şarkıcıların, minstrellerin müziği; İspanyol Amerikası müziği; Fransız dans müziği (quadrille, polka, vals); ve bando müziği ile; Afrika geleneklerine de sahip çıkılarak, birleşti ve tarihler 1900’leri gösterirken caz New Orleans’ta doğdu. Fakat eklemekte fayda var, caz sadece New Orleans’ta yapılmıyordu. Mamafih, bir liman kenti olan New Orleans, gerek kültürel çeşitliliği ile, gerek yaygın eğlence hayatıyla cazın doğumunda en büyük rol oynayan ve caz tarihi açısından en önemli olan kent haline gelmiştir.

Caz; ilk dönemlerinden beri kendine has kurallar, ilkeler geliştirmiştir. Ritmik olarak incelendiğinde ölçü genelde 4\4’lüktür. Başka ölçüler kullanılıyorsa bu ölçüler ritmik bakımdan dört zamanlı ölçünün ritim ve vurgu gereklerine uygun olarak çalınır. Bunun yanında yaygın olan 1. ve 3. ölçülerin kuvvetli çalınması yerine, 2. ve 4. ölçüler kuvvetli çalınır.

Cazın bir başka elementi ise swing’tir. Swing, Türkçede “sallanmak” anlamına gelir. Cazın ritmine dinamizm katan elementtir. Somut bir şeyden ziyade soyut bir hissiyattır daha çok. Ancak Caz dinleye dinleye swing hissiyatı güçlendirilebilir. Aynı şekilde dinleyerek öğrenilebilecek bir başka şey ise cazcıların kullandığı tekniklerdir. Müzisyenler caza has teknikler geliştirmiştir. Bütün bunların hepsi de caz müziğin kendine has formları ve biçimleri üzerine çalınır.

Son olarak; esirlerin müzik eğitimi alma şansı olmadığı için, edindikleri enstrümanları diledikleri gibi çalmaları, caza en önemli ilkesini kazandırmıştır. Bu da doğaçlamadır. Not: 1960’lı yıllarda başlayan “serbest caz” akımında müzisyenler bütün ritmik kuralları, tonaliteyi ve caz formlarını terketmiştir.

Dizzy Gillespie, Joe Gordon, Quincy Jones, E. V. Perry, Carl Warwick, New York, 1955 by Herman Leonard

Peki caz müzik nedir? Bir başkaldırı mı? Hayır. Dans mı? Hayır. Kuralsızlık mı? Hayır. Caz müzik, bireydir; yapan bireyin kendisidir. Işıklar kapanır, baterist tempoyu verir ve şarkı başlar. Sanatçılarının bilinç akışı başlamıştır. Tüm grup şarkının melodisini tekrarlar, sonrasında da doğaçlama sololar başlar. Bu sololar sırasında sanatçıların duygularını, hayallerini veya arzularını hissetmek, duymak mümkündür. Tüm sololar bittikten sonra şarkı biter. Sonraki gece veya daha sonra, aynı o günün tekrar yaşanamayacağı gibi, o beste de o gün çalındığı gibi asla çalınamayacaktır. Bu sebepten ötürü cazın icracılık sanatı olduğu söylenir. Fakat bu doğru değildir, çünkü caz müzisyeni o kadar beceriklidir ki sanatçı o gün, o sahnede besteyi icra ederken aslında yeni bir beste yapıyordur. Hatta bazen çok sevdiğimiz besteleri cazcılardan duyunca tanıyamayız. Bu, caz müzisyeninin bestecilik becerisinden dolayıdır.

Son olarak caz müzik kesinlikle benim burda yazdıklarımdan ve yazabileceklerimden fazlasıdır; caz müzik nefes alır, yaşar. Caz vokal Ella Fitzgerald’ın benim yaptığımdan çok daha doğru bir tanım yaptığını düşünüyor ve size fikir vermesi için linki bırakıyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=NsSIyqX5PXU

Ella Fitzgerald, Paris, France, 1960 | Herman Leonard

Kaynakça:

Caz Sanatı- İlhan Mimaroğlu

Caz Kitabı-Joachim Berendt