- 7/12/2023 9:43:36 AM
Nitelikli Emeğin Değeri Üzerine
Barış Onur Örs
Nitelikli işgücü, modern ekonomide giderek daha önemli hale geliyor. Teknolojik ilerlemeler ve globalleşen bir iş piyasası, işçilerden daha yüksek beceri seviyeleri ve daha geniş bir bilgi yelpazesi talep ediyor. Bunun yanında, nitelikli işgücü talebinin sürekli artması ve kalifiye olmayan işgücüne talebin azalması, işgücü piyasasında çarpıcı dönüşümlere ve önemli maaş farklılıklarına yol açıyor. Bu yazıda, nitelikli işgücünün artan önemini, maaş eşitsizliğini ve işgücü piyasasının gelecekteki eğilimlerini inceliyoruz.
İyi bir üretim süreci, üretim faktörlerinin dengeli, etkili ve sürdürülebilir bir şekilde bir araya getirilmesini gerektirir. Bu faktörler arasında emek gücü, özel bir önem arz eder. Emek, sadece üretimin bir parçası olmakla kalmaz, aynı zamanda süreci canlandıran ve kalitesini belirleyen bir etmendir. Teknik beceri ve yaratıcılıkla donatılmış bir işgücü, üretim sürecini şekillendirir ve girdilerin ürün veya hizmete dönüşümünü sağlar. Hammaddeden son ürüne kadar, emeğin katkısı her aşamada görülür.
Nitelikli emek, işletmelerin üretkenlik, iş kalitesi ve yenilikçi çözümler oluşturma kapasitesini belirler. Sektör veya iş için gerekli bilgi, beceri ve deneyime sahip nitelikli işçiler, daha az hata yapar, daha hızlı ve verimli çalışır. Bu durum, üretim sürecinin genel kalitesini ve hızını artırırken, maliyetleri düşürür ve işletmelerin daha fazla değer yaratmasını sağlar. İşletmelerin piyasa koşullarında rekabet edebilmesi ve sürekli yenilik yapabilmesi için, işgücünün beceri setlerini geliştirecek eğitimlere yatırım yapması hayati önem taşır. Çalışanların yeteneklerinin en iyi şekilde kullanılması ve bu yeteneklere uygun bir ücret ödenmesi de esastır.
Sanayi Devrimi'nden bu yana, üretim süreçlerinin karmaşıklığı artmış ve bilgi ve beceri tabanlı işlere olan talep yükselmiştir. Bugün, Endüstri 4.0'ın hızlandırdığı teknoloji ve otomasyon çağında, nitelikli işgücüne olan talep daha da artmıştır. Ancak, bu artan talebe rağmen, işsizlik oranları yüksek seyrediyor. Claudia Goldin ve Lawrence F. Katz'ın "Eğitim ve Teknoloji Arasındaki Yarış" kitabı bu paradoksu inceler. Kitapta yazarlar, teknolojik ilerlemenin yüksek beceri gerektiren işlere olan talebi artırdığını, ancak eğitim sistemimizin bu talebi karşılamakta zorlandığını belirtir. Bu durum, nitelikli iş gücüne olan talebin, eğitim sisteminin sağladığı arzı aştığı bir "beceri açığı" oluşturmuş ve gelir eşitsizliğini artırmıştır. Bu eşitsizliği çözmek için, daha erişilebilir ve etkili eğitim politikalarına ve yaşam boyu öğrenme gibi modern eğitim modellerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Teknoloji ve sağlık hizmetleri, nitelikli iş gücü talebinin yüksek olduğu sektörlerin başında yer alır. Bilgisayar programcıları, veri analistleri, yazılım mühendisleri ve yapay zekâ uzmanları gibi pozisyonlar, gelişmiş teknik yeteneklere sahip işçilere duyulan ihtiyacı ortaya koyar. Ancak, nitelikli işçilerin çoğu hâlâ adil bir ücret almadığını belirtmektedir.
2021 yılında, OECD verilerine göre, gelişmiş ekonomilerde ortalama saatlik ücretler, nitelikli işçiler için kalifiye olmayan işçilere göre yaklaşık %45 daha yüksek olmuştur. Teknoloji sektöründe, nitelikli işçilerin maaşları hızla artmaktadır. Örneğin, 2020 yılında ABD'deki yazılım mühendislerinin ortalama yıllık maaşı 105 bin dolar olmuştur, bu bir önceki yıla göre yaklaşık %3,5'lik bir artışı ifade eder.
Eğitim seviyesi, işgücü piyasasında önemli bir rol oynar ve genellikle daha yüksek ücretlerle ilişkilendirilir. OECD ülkelerinde, üniversite mezunlarının ortalama gelirleri, lise mezunlarının gelirlerinden %56 daha fazladır. Ayrıca nitelikli işgücünün yıllık büyüme hızı 1995-2015 yılları arasında %1.4 iken, kalifiye olmayan işgücünün büyüme hızı bu dönemde %0.2 olmuştur.
2021 yılında, sağlık hizmetleri ve teknoloji sektörleri, global olarak nitelikli işçi talebinin en yüksek olduğu sektörler olmuştur. Ayrıca, World Economic Forum’un 2020 “Geleceğin İşgücü Raporu”, dünya genelindeki işlerin %40'ının önemli ölçüde değişeceğini öngörmüş ve işgücünün niteliklerinin yeniden değerlendirmesi gerektiğini ortaya koymuştur.. Aynı rapora göre, 2025 yılına kadar makine ve algoritmalar, tüm iş saatlerinin %47'sini gerçekleştirecektir; bu oran 2020'de %33 idi.
Bunları göz önüne aldığımızda, nitelikli iş gücü talebinin hızla arttığı bazı mesleklerin olduğunu görebiliriz. Veri bilimciler, iş yelpazesinin genişlemesi ile beraber talep edilen mesleklerin başında geliyor. ABD İşgücü İstatistikleri Bürosu, 2021'den 2031'e kadar veri bilimciler için %36'lık bir istihdam artışı öngörüyor. Bu durum, 2023’teki en iyi meslekler listesinde veri bilimcilerin yerini sağlamlaştırıyor. Ortalama yıllık maaşlarının da 130 bin dolara yaklaştığı görülüyor.
Dijital dünyada ise Full-Stack Developerlar, yaklaşık 117 bin dolarlık ortalama yıllık maaşlarıyla ön plana çıkıyor. İşgücü İstatistikleri Bürosu'na göre, 2021'den 2031'e kadar web geliştirme ve dijital tasarımda %23'lük bir artış bekleniyor. Bulut teknolojileri konusunda yetkinliği olan mühendislerin talebi de giderek artıyor. Gartner’a göre, 2023 yılında halka açık bulut hizmetlerine olan kullanıcı harcamaları, 2022'deki 491 milyar dolardan 597.3 milyar dolara çıkacak. Bu alanın mühendislerinin ortalama yıllık maaşı ise yine 130 bin dolar civarında.
Ürün yöneticileri de yüksek talep gören meslek grupları arasında. Glassdoor’a göre, ürün yöneticisi pozisyonu 2022’de ABD’de en çok iş ilanı olan mesleklerden biriydi ve 17,725'ten fazla iş ilanı bulunuyordu. Bu mesleğin ortalama yıllık maaşı 125 bin dolara yaklaşmış durumda. Web geliştirme ve dijital tasarımın 2021'den 2031'e kadar %23 artacağı ön görülürken, back-end geliştiricileri hızla büyüyen meslekler arasında yer alıyor. Bu alandaki ortalama yıllık maaş 118 – 120 bin dolar aralığında.
Yapay zekânın güçlü bir bileşeni olan makine öğrenmesi mühendisliği ise bir başka öne çıkan meslek. Fortune Business Insights'a göre, 2030 yılına kadar küresel makine öğrenmesi pazarının 225.91 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu alandaki mühendislerin ortalama yıllık maaşı 150 bin dolar. Ağ güvenliği uzmanlarına olan talep, siber saldırıların maliyetinin artmasıyla beraber yükseliyor. IBM'ye göre, 2022'deki veri ihlallerinin ortalama maliyeti global olarak 4.35 milyon dolar, ABD'de ise 9.44 milyon dolar. Bu alandaki uzmanların ortalama yıllık maaşı 120 – 125 bin dolar aralığında.
Proje yöneticileri, istihdamının 2021'den 2031'e kadar %7 artacağı öngörülen bir diğer meslek grubu. Bu alandaki ortalama yıllık maaş ise 100 bin dolara yaklaşmış durumda. Kripto para birimleri ve NFT'ler gibi teknolojilerin popülerleşmesi ile blockchain mühendisleri de artan talep gören meslekler arasında yer alıyor. 2023'ten 2030'a kadar küresel blockchain teknolojisi pazarının yıllık %87.7 büyüme göstermesi bekleniyor. Bu alandaki mühendislerin ortalama yıllık maaşı, 150 bin dolara yakın. Dijital pazarlama uzmanları da değer kazanan meslekler arasında. Global Stratejik İş Raporu 2023’e göre, küresel dijital reklam ve pazarlama pazarının 2030'a kadar 1.5 trilyon dolarlık etkileyici bir değere ulaşması bekleniyor. Bu alandaki uzmanların ortalama yıllık maaşı ise 60–70 bin dolar aralığında seyrediyor. Yukarıdaki verilerin ışığında, teknoloji, sağlık hizmetleri ve dijital pazarlama gibi alanlarda nitelikli işgücü talebinin artacağı ve bu alanlarda çalışanların maaşlarının yüksek olacağı öngörülüyor. Ancak, nitelikli işçilerin çoğunun hâlâ adil bir ücret almadığını belirtmesi, işverenler ve politika yapıcılar için düşünülmesi gereken önemli bir durum. Bu durumun çözülmesi, eğitim ve işgücü politikalarının gözden geçirilmesini ve hatta yeniden düzenlenmesini gerektirebilir. Eşit fırsatların sağlandığı, becerilere ve yeteneklere dayalı bir işgücü piyasası, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve genel refah için hayati önem taşıyor.
Ayrıca, nitelikli ve nitelik gerektirmeyen işler arasında büyüyen maaş eşitsizliğinin hem bireysel hem de toplumsal düzeyde birçok olumsuz sonuç doğurması beklenebilir. Bireysel düzeyde, düşük ücretler yoksulluk ve düşük yaşam standartlarına yol açarken toplumsal düzeyde ise, maaş eşitsizliği sosyal gerilimlere, yoksulluğun nesilden nesile aktarılmasına ve ekonomik büyümenin zayıflamasına yol açabilir.
Gelecekte, bu eşitsizliği azaltmak için kalifiye olmayan işçilerin becerilerini geliştirmeye yönelik politikalara ihtiyaç olacaktır. Eğitim ve öğretim, teknik ve mesleki eğitim, iş yerinde eğitim ve öğrenme, ve yetişkin eğitim programları gibi politikalar, kalifiye olmayan işçilerin niteliklerini geliştirebilir ve böylece maaşlarını ve iş olanaklarını artırabilir.
Nitelikli iş gücünün artması ve nitelik gerektirmeyen iş gücünün daha az talep görmesi, işgücü piyasasının gelecekteki eğilimlerinden biri olacak gibi görünüyor. Bu, emek gücü piyasasında önemli maaş farklılıklarına yol açacak ve bu durum, politika yapıcıları ve işverenleri, kalifiye olmayan işçilerin becerilerini geliştirmeye ve maaş eşitsizliğini azaltmaya yönelik çözümler bulmaya zorlayacaktır.