- 4/19/2022 7:21:39 AM
Kaliteli Çalışma Ortamı, Kaliteli Çalışanlar
Okuma Süresi: 7 dakika
Pandemi ile hayatımıza giren ve başta geçici bir çalışma modeli olarak görülen “uzaktan çalışma”, salgının uzun sürmesiyle kalıcı bir model halini aldı. Bu süreçle birlikte, tamamen uzaktan çalışarak ne kadar çok şey başarabildiğimizi görmek, hepimiz için şaşırtıcı oldu.
Öte yandan, beraber kahve içememek veya yemeğe gidememek; yani fiziki bağların zayıflaması, iş arkadaşlarının sosyal bağlarını da zayıflattı. Böylece şirketler, çalışan bağlılığı konusunda farklı çözümler araştırma yoluna gittiler.
Bu Süreçte Çalışanlar Ne Hissetti?
Birçok şirket yönetimi daha önce, ekip ruhunu geliştirmek ve çalışan bağlılığını artırmak için fiziksel ofislere ciddi yatırımlar yapmıştı. Ancak pandemi ile birlikte çalışanların farklı talepleri ortaya çıkmaya başladı.
Glassdoor’un ABD’de 1058 çalışan ile yaptığı bir ankette; çalışanların yaklaşık yarısı (%48) COVID-19 salgını sırasında iş arkadaşlarından izole hissettiğini ifade etti. Çalışanların %42'si ise yüz yüze ilişki eksikliği nedeniyle kariyerlerinin durduğunu hissettiğini belirtti. 18-34 yaş arası çalışanların %53'ü de, önlerindeki 12 ay içinde yeni bir iş aramayı planladıklarını söyledi. Çalışanların yarısından fazlası (%56) ise, işteki sorunlarla nasıl başa çıkılacağı konusunda kariyer tavsiyesi alabilecekleri bir topluluğa ihtiyaç duyduklarını belirtti.
Harvard Business School Online’ın 2021 yılında iş profesyonelleri ile yaptığı ankete göre; profesyonellerin meslektaşlarını özlediği ama iş esnekliği istediği görüldü.
- %81'i ya ofise geri dönmek istemiyor ya da ileriye dönük hybrid bir uygulamayı tercih ediyor.
- %27’si tam zamanlı uzaktan çalışmayı talep ediyor.
- %61'i haftada 2-3 gün evden çalışmak istiyor.
- %18'i tam zamanlı olarak ofise geri dönmek istiyor.
Evde çocuğu olan ebeveynler, çocuğu olmayanlara göre daha büyük bir oranda, tam zamanlı olarak işe geri dönmek istiyorlar. Evli olanlar da, bekarlara göre daha büyük bir oranda, tam zamanlı çalışmaya geri dönmek istiyorlar.
Çalışma Ortamının Doğru Kurgulanması
Çalışan bağlılığının babası olarak bilinen Boston Üniversitesi Organizasyonel Davranış Profesörü William Khan’ın tanımına göre çalışan bağlılığı; kişilerin, işlerini yaparken bilişsel, duygusal ve fiziksel kaynaklarını tam olarak kullanabilmesi ile ilgili.
Bu tanıma baktığımızda pandeminin yaratmış olduğu çalışma koşullarının bu kaynaklarda neden farklı ‘artılar’ ve ‘eksiler’ yarattığını daha iyi anlayabiliyoruz. Bu süreçte ortaya çıkan etkiler için yeni çözümler oluşturma konusunda, firmaların İnsan Kaynakları departmanlarına büyük iş düşüyor. Pandeminin yarattığı değişimin yanı sıra, Z kuşağı da artık daha tatminkar iş ortamları talep ediyor.
Destekleyici çalışma ortamı, çalışan bağlılığının derecesini artırır. Yüksek düzeyde bağlılığa sahip olanlar işlerinden zevk alırlar ve rolleriyle yoğun bir ilişki kurarlar. Tam kapasiteli bir katılım, pozitif enerjiyi ve çalışanların işleriyle özdeşleşmesini gerektirir.
Yetenek Yönetimi için Yenilikçi Çalışma Ortamları
Giderek artan yetenek kıtlığı, çalışan-işveren bağının önemini daha da vurgular hale geldi. Bunun için şirketlerin özellikle yoğunlaştığı bazı alanlar var.
Alternatif Çalışma Ortamı Sunmanın Önemi
En ilerici şirketlerin sunduğu alternatiflere baktığımızda; bu şirketlerin çalışanların mutluluğuna odaklandığını ve alternatifli çalışma ortamları yarattıklarını görüyoruz. İyi performans gösterenleri işe almak için, sürekli gelişime odaklı hybrid işyeri uygulamasını hayata geçirmek ve esnek bir iş yeri kültürünü benimsemek şart oldu.
Fiziksel Çalışma Alanının Doğru Yapılanması
Uygun bir fiziksel alanın ruh hali üzerinde oldukça büyük etkisi var. Sandalyelerden ofis aydınlatmasına kadar her şey, çalışanları ve onların iyi bir performans ortaya koymalarını doğrudan etkiliyor. Ofis ortamları için; çalışanlar arasındaki iletişimi artıran bir açık ofis ortamı, etkileşimi daha iyi hale getiriyor. Bunun yanında izolasyonu sağlanmış çalışma ortamları da gerekiyor. Dinlenme alanları, spor salonları gibi ek tesislerin çalışanlar üzerinde olumlu bir etkisi var. Ev ortamında çalışanlar için de; bulundukları ortamı destekleyici takviyeler, fiziksel ve zihinsel düzeyde olumlu etki sağlıyor.
Sosyal Bağlar
Rahat ve üretken bir alan yaratmak esas olmakla birlikte; insanların sosyal bağlantılar kurmalarını sağlamak ve zihinsel sağlıklarını desteklemek için ortak çalışma alanları tasarlamak da aynı derecede önemli oldu.
İş ve Yaşam Dengesi
Her hafta çalışılan saat sayısı; göreve, şirkete ve sektöre bağlı olarak değişebilir. Bazı kuruluşlar, cömert ücretli izinler veya esnek çalışma programları sunarak iş-yaşam dengesini teşvik edebilirler. Diğer işverenler; çalışanları, son teslim tarihlerini karşılamak veya müşterilere 7/24 hizmet sağlamak için fazla mesai yapmaya teşvik edebilirler. Belirlenen saatlere ek olarak bu şartlar, işinizin geçici bir sözleşme veya kalıcı bir istihdam olup olmadığını; ayrıca sosyal yardımları ve ücretli izin şartlarını da içerebilir.
Teknolojinin Önemi
O.C.Tanner 2021 Küresel Kültür raporuna göre; teknoloji, bir şirketin kültürüyle iyi bir şekilde bütünleştiğinde, 5 kat daha yüksek çalışan bağlılığı ve %47 oranında da daha az yıpranma olacağı öngörülüyor. Çalışanların her zamankinden daha dağınık bir organizasyon içinde çalışması sebebiyle, teknolojinin işyeri kültüründeki rolü göz ardı edilemez. Uygulamalar kişiselleştirilmiş, entegre edilmiş ve kullanımı kolay olmalıdır. Rapora göre çalışanların %77'si, ileri teknolojinin iş deneyimlerini iyileştireceğine inanıyor. Çünkü bu sayede organizasyonla ve birbirleriyle daha büyük bir bağ kurabileceklerini biliyorlar.
Pandemi; çalışanların işverenlere karşı üstünlük sağlamasına yol açtı. Çalışan bağlılığı yaratma ihtiyacı her zamankinden daha fazla. Görülen o ki, organizasyonların bu yetenek savaşını kazanmasını için yapması gereken; çalışanların tercihlerine yönelik alternatifler sunan, ilham verici bir iş ortamı kültürü geliştirmek.
Kaynaklar: