• 12/26/2024 7:37:50 AM

2024'ten 2025'e

2024 yılını arkamızda bıraktık. Biricik gezegenimiz, köklü teknolojik gelişmelere, ekonomi, iş yaşamı ve sosyal alandaki baş döndürücü değişimlere, fakat aynı zamanda savaşlar ve ekolojik yıkımlara sahne oldu. Sosyal adalet, gelir adaleti, iklim adaleti gibi konulardaki olumsuzluklar, bu konuda daha fazla çaba göstermemiz gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Buna rağmen, insanlığın her alandaki adaleti tesis etme potansiyeli ve umudu canlılığını korudu. Hassas yerküremizde, oyunun kurallarını değiştirecek minik bir kıvılcım bekliyor gibiyiz; uygarlığımız binlerce yıl boyunca bunun imkânlarını fazlasıyla biriktirdi. Şimdi sahip olduğumuz bu birikime, eşsiz potansiyele bakıp onun yaratıcılığını ve yıkıcılığını, zenginliğini ve kıtlığını aynı anda görüyor gibiyiz. Böylesine bir zenginlik neden ve nasıl yoksunluklar yaratır? Aklımızı, teknolojimizi ve kültürümüzü biricik yuvamız dünyayı huzur dolu bir yer yapmak için kullanamaz mıyız? Gözlerimizi uzaklara, öte gezegenlere dikip hayallere dalmışken; her şeye rağmen hâlâ en yaşanabilir, en zengin, en mucizevi, en ayartıcı yerin ayaklarımızın altında kıvrılan yerküre olduğunu unutuyor gibiyiz. Oysa artık, şimdiye kadar tarihte hiçbir kuşağın sahip olmadığı araçlara sahibiz. Bu imkânları, yeryüzünü daha adil, daha mutlu, daha huzurlu ve daha üretken bir yer yapmak için kullanmak neden mümkün olmasın?

Talentra, 2024 boyunca iş dünyası, ekonomi ve insan kaynakları alanlarındaki güncel gelişmeleri dikkatle takip ederken içerikleriyle bu sorulara özgün bir bakış sunmaya odaklandı. Hedeflediği iş modelini hızlı dönüşümlere uyum sağlayacak şekilde geliştirerek daha esnek ve üretken bir yapıya dönüştürdü. Ekonomik, sosyal ve ekolojik belirsizliklerle dolu bir yılın ardından, yeni yıla umutla ve yenilenmiş bir enerjiyle bakıyoruz.

2024’ün Nabzı

En Sıcak Yıl

2024, dünyanın farklı köşelerinde sıcaklık rekorlarının kırıldığı bir yıl olarak kayıtlara geçti. İklim değişikliğinin etkileri, buzulların erimesinden orman yangınlarına, kuraklık ve sellerden biyoçeşitlilik kaybına kadar kendini her alanda gösterdi. İnsan kaynaklı karbon emisyonları hız kesmezken, dünya genelinde çevre hareketleri ve sürdürülebilirlik girişimleri de büyümeye devam etti. Ancak, bu çabalar mevcut krizi hafifletmek için yeterli olmadı. Yıl boyunca yükselen deniz seviyeleri ve artan doğal afetler, ekolojik yıkımın günlük yaşam üzerindeki etkilerini daha görünür hale getirdi. Bilim insanlarının ve aktivistlerin uyarıları, acil bir sistem değişikliğinin gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Savaşlar, Göç, Seçimler ve Kutuplaşma

2024, siyasi ve toplumsal çalkantılarla dolu bir yıl oldu. Rusya-Ukrayna savaşı gibi uzun süredir devam eden çatışmalar, sadece savaş bölgelerini değil, dünya genelindeki politik ve ekonomik dengeleri de etkiledi. Milyonlarca insan, savaştan kaçarak Avrupa ülkelerine ve komşu bölgelere sığınırken, göçmen karşıtı politikalar ve toplumsal tepkiler artış gösterdi. Ortadoğu’da devam eden çatışmalar da, kitlesel göç dalgalarını tetiklemeye devam etti.

2024 yılı dünyanın birçok ülkesinde seçimlerle geçti. Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, Avusturya, ABD ve Meksika gibi ülkelerde çekişmeli seçim süreçleri yaşandı. ABD’deki başkanlık seçimleri, ülkenin kutuplaşma düzeyini bir kez daha ortaya koydu. Hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat adaylar, seçim kampanyalarında kutuplaştırıcı bir dil kullandılar. Seçim sonuçlarının ardından, toplumda ciddi protestolar ve tartışmalar yaşandı.

Dijitalleşme ve Yapay Zekâ

Dijitalleşme 2024’te de hız kesmeden ilerledi. Özellikle yapay zekâ teknolojileri, iş dünyasından sanat alanına kadar birçok sektörde devrimsel değişimlere neden oldu. Generative AI uygulamaları, iş süreçlerini hızlandırdı; ancak aynı zamanda etik tartışmaları da beraberinde getirdi. Veri gizliliği, algoritmik adalet ve iş güvencesi gibi konular, bu yılın en önemli başlıklarından biri haline geldi. Teknoloji hızla ilerlerken, insanlar ve makineler arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlayan bir döneme girildi.

Esnek ve Uzaktan Çalışma

Uzaktan ve hibrit çalışma modelleri, 2024’te kalıcı bir iş kültürü haline geldi. Çalışanların daha fazla esneklik talep etmesiyle şirketler, bu talepleri karşılamak için yaratıcı çözümler geliştirdi. Özellikle teknoloji ve danışmanlık sektörlerinde, ofis bağımsız iş modelleri yaygınlaştı. Ancak, bu süreçte iş-yaşam dengesi ve çalışan verimliliği tartışmaları da gündemden düşmedi. Uzaktan çalışma, yeteneklere coğrafi bağımsızlık sağlarken, ekip içi bağlılığı sürdürmek adına yeni stratejiler gerektirdi.

Genişleyen Yetenek Havuzu

2024, iş gücü piyasasında sınırların kalktığı bir yıl oldu. Dijitalleşme ve uzaktan çalışmanın etkisiyle şirketler, dünyanın dört bir yanından yeteneklere ulaşma imkânı buldu. Bu durum, hem işverenler hem de çalışanlar için yeni fırsatlar yaratırken, aynı zamanda kültürel uyum ve iş birliği konularında zorlukları da beraberinde getirdi. Yetenek havuzunun genişlemesi, rekabeti artırsa da iş dünyasında daha kapsayıcı ve çeşitli bir yapı oluşmasının önünü açtı.

Belirsizlik, Kırılganlık ve Riskler Yılı

2024, ekonomik dalgalanmalar ve sosyal değişimlerle dolu belirsizliklerin yılı olarak akıllarda kaldı. İşletmeler ve bireyler, finansal kırılganlıkları yönetmek ve ani değişimlere ayak uydurmak için sürekli bir adaptasyon içinde olmak zorunda kaldı. Küresel ekonominin farklı dinamikleri, risk yönetimi konusundaki farkındalığı artırdı. Belirsizlikler, yeni stratejik yaklaşımları teşvik ederken, dayanıklılık kavramının iş dünyasındaki önemi daha da arttı.

Toplumsal Yaşamda Anksiyete, Azalan İş Güvenliği

Küresel krizler, bireylerin ve toplumların ruh sağlığı üzerinde derin etkiler yarattı. Anksiyete, yıl boyunca hem bireysel hem de kolektif bir deneyim haline geldi. Ekonomik belirsizlikler, bireylerin geleceğe dair endişelerini artırdı. İş güvenliğinin azalması, hem beyaz yakalı çalışanlar arasında hem de mavi yakalı işçilerde yaygın bir kaygı kaynağı haline geldi. Birçok sektör, dijital dönüşüm ve yapay zekâ tabanlı otomasyonun hızlanmasıyla büyük bir dönüşüm geçirirken, iş güvencesi yerini sürekli bir değişim ve adaptasyon baskısına bıraktı.

2024’te Talentra Blog

Talentra, 2024 blog yazılarında iş dünyasının kritik dönüşüm alanlarını vurguladı.

Teknoloji Çağında İşin Geleceği başlıklı yazımızda, 2030’a dair dört farklı iş senaryosunu masaya yatırdık. Farklı renklerle ifade edilen bu senaryolarda sarı dünya; topluluk, etik markalar ve sosyal girişim odaklı bir dünyayı tasvir ediyordu. Kırmızı dünyada ise yenilik ve dijital platform hakimiyeti vardı. Yeşil dünya, sosyal sorumluluk, sürdürülebilirlik ve güveni, mavi dünya ise büyük şirketlerin hükümranlığını temsil ediyordu.

Sonraki yazılarımızda belirsizlik ve iş motivasyonu üzerinde durduk. Geleceğin belirsiz göründüğü durumlarda ortaya çıkan zorlukları ve fırsatları vurgulayarak, çeşitli araştırma bulguları aracılığıyla bu karmaşık ilişkiyi ortaya koymaya çalıştık. Şubat - Mart 2024 tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz “Talentra İş Motivasyonu Araştırması” ile belirsizliğin iş süreçlerine, kariyer planlamalarına ve motivasyon düzeylerine olan etkilerini ortaya koymayı amaçladık. İçinde bulunduğumuz belirsizlik durumunun bir yandan çok yoğun stres ve endişe kaynağı olup iş performansını düşürdüğünü diğer yandan çalışanların yeni iş arayışlarını veya mevcut işlerini geliştirme davranışlarını tetiklediğini bulguladık.

Mayıs ayında kil tabletlerden akıllı telefonlara uzanan dijital dönüşüm yolculuğunu ele aldık. Dijital dönüşümün insan potansiyelinin açığa çıkması için yeni kapılar açabileceğinin altını çizdik. Haziran ayında ise işe alımda yapay zekâ ve insan dokunuşunun birlikte çalışması gerektiğini savunduk. Talentra, teknolojiyi insan yeteneklerini tamamlayan bir araç olarak konumlandırırken, iş süreçlerinde etik kaygılara da yer verdi. Örneğin, blog yazımızdaki algoritmalardaki önyargıların nasıl azaltılabileceği konusundaki öneriler, sektöre rehberlik edici nitelikteydi​​.

İş yerlerinde ruh sağlığı, 2024 yılında yeniden odak noktası oldu. Bu odak bir sonraki blog yazımıza da yansıdı. Çalışanların iş stresi, mobbing ve mental yorgunluk gibi faktörler nedeniyle üretkenliğini kaybetmemesi adına yapılması gerekenleri ele aldık. Bu yazıyı kişiselleştirilmiş eğitim ve yetenek açığına odaklanan başka bir yazı izledi. Eğitim ile iş dünyası arasındaki uçurumun nasıl kapanabileceğine kafa yorduk. Kişiselleştirilmiş eğitim yaklaşımları, bu konuda Talentra’nın öne çıkardığı trendlerden biri oldu.

İzleyen yazılarımızda adayların daralan ekonomik atmosferde nasıl öne çıkabileceklerine dair tartışmalar yürüterek öneriler sunduk. İş bulmanın neden giderek zorlaştığını araştırdık. Bu konudaki yeni trendleri, adayların buna nasıl uyum sağlayabileceklerini işe alım ajanslarının bu süreçlerdeki rollerini vurguladık. Son yazımızdaysa LinkedIn 2024 Küresel Yeşil Beceriler Raporu’na dayanarak yeşil işlerin mevcut durumunu, evrimi ve gelecekteki rotasını yokladık. Yenilenebilir enerji, enerji verimli inşaatlar ve döngüsel ekonomi gibi alanların yeni istihdam fırsatları yaratmasına rağmen yeşil yetenek havuzunun bu talebi hâlâ karşılayamadığına vurgu yaptık.

Bizi Bekleyen 2025

2025’te çevresel sürdürülebilirlik konusunun iş dünyasının temel önceliklerinden biri olacağını düşünüyoruz. Şirketler, karbon ayak izlerini azaltmak için daha somut dönüşümler geçirirken, yeşil becerilere sahip profesyonellere olan talep artacak. Döngüsel ekonomi ve yenilenebilir enerji alanlarındaki inovasyonlar, küresel iş gücünde önemli değişimlere yol açacak​. Bunun yanı sıra yapay zekâ ve bulut bilişim gibi teknolojiler, daha fazla sektöre entegre olacak. Ancak insan dokunuşunun önemini vurgulayan liderlik yaklaşımları şirketlerin başarısı için kritik olmaya devam edecek. Uzaktan çalışma ve esnek çalışma saatleri uygulamaları yaygınlaşmaya devam ederken kadınların ve genç nesillerin iş gücüne katılımını artıracak politikaların güçleneceğini umuyor, aynı zamanda da öngörüyoruz. Sosyal adalet, gelir adaleti, iklim adaleti gibi konular çözülmesi en zor konular olarak iş dünyasını şekillendiren aktörlerin karşısına daha fazla gelmeye devam edecek. Talentra olarak bizler de 2025’in daha adil, daha huzurlu, daha mutlu ve daha üretken olmasını diliyor; ekonomik, sosyal ve çevresel problemlerin çözümü için gereken bütün araçlara insanlık kültürünün ve sosyal yapıların sahip olduğuna inanıyoruz.

“Azar azar, insan çok yol alır.” (J.R.R. Tolkien)